MOSHE E. TOREM
Kuzeydoğu Ohio Üniversitesi, Tıp, ABD
Çeviren: Dr. Handan Türker
Anoreksiya nervosa ve bulimia hastalıklarını tanımlayan yeme bozuklukları grubu üzerinde son yayınların incelenmesi terapötik bir araç olarak hipnozun kullanılması konusunda ciddi bir suskunluk olduğunu açığa çıkarır. Doyle (1996) tarafından yeme bozukluklarına ayrılan dergi makaleleri ve Yager’in editörlüğünü yaptığı tüm bir baskının yeme bozukluklarına ayrıldığı –ki yeme bozuklukları üzerine 13 bilimsel makale içerir- (1996) Psychiatric Clinics of North Amerika dergisi kadar, Walsh (1997) ve Yager (1994) tarafından kaleme alınan kitap bölümleri de bunun delilidir. Bu özel baskıda, hipnoz konusuna yeme bozukluklarının tedavisinde varolan bir görüş olarak bile değinilmemiş olması benim için şaşırtıcıydı. Son on yılda hipnotik tekniklerin etkinliği üzerinde basılmış yayınlar, kaynak olarak dahi hatırlanmamıştı. Konu üzerinde ki cahilliğin boyutunu gösteren bu olgu, “Gözler yalnız aklın hazır olduğu şeyi görür’’ şeklinde ki atasözünü bu olaya “Geleneksel doktorlar sadece akıllarının hazır oldukları şeyi yazarlar” şeklinde değiştirerek hatırlatıyor. Neyse ki yeme bozukluğu olan hastalarda hipnotik müdahalelerin etkinliği üzerinde yapılan çalışmalar, Pierre Janet (1907, 1919) adlı yazarın zamanından beri defalarca kaynaklara geçmiştir.
Önemli sayıda yayın yeme bozukluğu olan hastaların tedavisinde hipnozun yararlılığına işaret etmektedir. Vanderlinden ve Vandereycken (1988, 1990) yeme bozukluklarında hipnozun kullanılması konusunda tanımlayıcı ve mükemmel bir kaynak çalışması yayınladılar. Janet (1907, 1919) hipnotik teknikleri kullanarak nasıl yemek yemeleri ve vücut imajları hakkında sahip oldukları sabit ve bölünmüş fikirleri değiştirebildiğini ve genel bir zihinsel sentez oluşturabildiğini açıkladı. Janet, hipnoz vasıtası ile başarıları arttırılan bilişsel yeniden yapılandırma tekniklerini de kullandı. Yeme bozukluğu olan hastaların çözülmüş bölümler yüzünden ızdırap yaşayabileceği yolunda ki hipotez, Pettinati, Horne ve Staats (1982 , 1985) araştırması kadar Council (1986) Torem’in (1986a, 1990) araştırmaları tarafından da desteklendi. Bu çalışmalarda, bulimialı hastalar, anoreksiya nervozlulara oranla hipnoza daha yatkın bulundu. Griffith (1989) , bulimia nervosanın tedavisinde hipno davranışsal modelin başarılı olduğunu yayınladı. Gross (1984) ise hipnozun anoreksiya nervozlu hastaların tedavisinde hipnoz kullanımının başarılı olduğunu bildirdi. Böylece anoreksiya tanısı almış olan hastaların otomatik olarak hipnoz tedavisi şansından uzaklaştırılmamaları gerektiğine işaret edilmiş oldu.
Bu bölümde, hipnozu kullanma kararını uygulamaya başlamadan önce, yeme bozukluğu olan hastaların etkili bir şekilde değerlendirilmesi anlatılacak. Bunu izleyerek hipnoterapötik teknik çeşitleri tanımlanacak ve bu tekniklerin yeme bozukluklarının tedavisinde kullanımı açıklanacak.
Hastanın derin ve açıklayıcı değerlendirilmesi durumun altında yatan dinamikleri anlamak ve buna göre bir tedavi planı oluşturmak açısından büyük önem taşır. Klinik kaynaklarda yeme bozukluklarının psikopatolojisine neden olabilecek- aşağıdaki maddeleşmiş- psikodinamik değişkenleri tanımlar:
1. Büyüme ve tam bir cinsel olgunluğa ulaşma korkusu (Bruch,1973, 1974, Gross,1984)
2. Mükemmeliyetçilik takıntısı ve bozulmuş vucüt imajı. (Bruch, 1973, 1974, 1978)
3. Aile Cezalandırılması ve özerklik için mücadele(Minuchin, Rosman& Baker, 1978)
4. Gebelik korkusu, kendini cezalandırma ihtiyacı kadar düşmanca uyaranların eyleme dönüşmesi korkusu. (Evans,1982)
5. Geçmişe ait çözümlenmemiş bir travma (Damlouji& Ferguson, 1985; Goodwin, 1988; Mcfarlane, Mcfarlane& Gilchrist, 1988, Torem & Curdue, 1988; Goodwin & Attias,1993)
6. Bölünmüş bir mekanizma (Pettinati, Horne& Staats,1982, 1985; Pettinati Kogan, Margolis ve meslektaşları, 1989; Schwartz, Barret& Saba, 1985; Council, 1986; Sanders,1986; Torem, 1986a, b, 1989a; Chandarana& Malla, 1989)
7. Altta yatan yarılma ve çoğul kişilik (Torem,1984; Torem& Curdue, 1988; Torem ,1989b, 1990, 1993; Kluft, 1991; Ross, 1989; Goodwin& Attias-1993; Gutwill,1994)
Hastayı dinlerken ben özellikle kararsızlık ve iç çatışma olasılığını araştırırım. Egodistonik davranışlar için ip uçları ararım. Torem (1989a) yayınında hastanın belirttiği semptomlarda altta yatan bölünmüş mekanizmalara ipucu olarak aşağıda ki örnekleri tanımlamıştım:
1. Ben kimi zaman ne için yaptığımı bilmiyorum¨ …O kadar karışığım…
O bana benzemiyor…
2. Besin önüme konar konmaz otomatik olarak küçük bir çocuk gibi saldırganlaşıyorum yemeye ihtiyacım olduğunu biliyorum ama bir iç ses benim yiyeceğe dokunmama izin vermiyor.
3. Bir parçam yapmayı çok istiyor, öbür parçam ise nefret ediyor, tiksindiriyor…
4. Kimi zaman Dr. Jekyl ve Mr. Hyde gibi hissediyorum… Sadece yemek hakkında değil. Ben kendimi bilmiyorum…
5. Bak bu vücut… Utanç verici değil mi? O çekici iyi bir kızdı ama sonra bu utanç verici berbat şey oldu… O erkeklerden bütün erkeklerden korkuyor… Yağın arkasına saklanıyor…
6. Ben çok fazla içtiğimde o çok acayip hissediyor… Eğer ben sersem gibi olduğumda… Ben bana ne olduğunu bilmiyorum… ve sonra çok suçlu hissediyorum ve çıkarmak istiyorum…
7. Doktor, bana inanmayabilirsiniz çok içtiğim zamanları hatırlamıyorum bile… Bana ne yaptığımı kocam söylüyor… fakat ben olanı güçlükle hatırlayabiliyorum…
8. Vücuduma bakıyorum, ölçümler benim 17 kilodan fazla kaybettiğimi söylüyor ama vücudum hala çok fazla şişman hissediyor… Ama benim çok fazla şişman olduğumu söyleyen bu sesi, kafamda duyuyorsam da ben biliyorum ki vücudum bunu hissedemez…
9. Çok şaşırdığım zamanları siz biliyorsunuz doktor! Bazen kendimi şişman hissediyorum ve bazen de sıska… bazen yemek istiyorum diğer zamanlarda ise korkuyorum… Bilmiyorum bana ne oluyor… Çok şaşırıyorum…
10. Doktor, annem,bana garip olduğumu söylüyor. O,şeytan tarafından zapt edildiğimi düşünüyor… bu onun benim kızgınlığımı, aşırı yememi ve sonra da kusmamı açıklama yolu…
Yeme bozukluğu olan hastalarda altta yatan bölünmeyi tanımlamak için bir başka yöntem de bölünme skalasının uygulanmasıdır. (DES; Berstein& Putnam, 1986). Bölünme deneyim skalasının uygulanması kolaydır ve geçerliliği ve güvenilirliği geniş nüfuzlarda test edilmiştir (Bernstein – Carlston, Putnam, Ross ve meslektaşları, 1993; Putnam, Berstein, Carlston, Ross ve meslektaşları, 1996). Algısal değişiklik skalası (PAS; Sanders, 1986) yeme bozukluklarında özel bir odağa sahip olduğundan kullanılır. Yakın zamanda yapılmış bir çalışmada (Torem, Egtvedt & Curdue, 1995) PAS ile ölçülen bölünme skoru ile göz yuvarlanma bulgusu (ERS) arasında ki yüksek korelasyona , bölünmenin bu iki ölçümü arsında olası bir korelasyona işaret eder. Bölünme kapasitesi ile hipnoz kapasitesi orantılı olduğundan; klinisyen, hastanın hipnotize olabilirliğini değerlendirerek hipnotik tekniklerinin kullanımından gerçekten yararlanıp yaralanmayacağını öğrenebilir. Yukarıda ki skalaları tamamlayıcı olarak, Spiegel ve Bridger’in hipnotik indüksiyon profili, klinik ortamda kolay uygulanabildiği ve uygulanması sadece 5-7 dakika aldığı için kullanılabilir.
Yeme bozukluluğu olan birçok hasta çaresizlik; umutsuzluk ve psikolojik yardım aramanın utancını hisseder. Ben, onların tartışmak istedikleri konu hakkında konuşarak ve başlangıçta yeme bozuklukları hakkında hiç ilgili görünmese bile onların önceliklerini seçmelerine izin vererek; hastanın olduğu noktada görüşme prensibini kullanırım. İnsanların aynı anda manifesto ve gizli olmak üzere iki düzeyde ilişki kurduklarının bilincinde olarak, hastanın ilettiklerinde metaforları ararım. Örneğin, 18 yaşında bir genç kızın öyküsü yaşadığı eve dairdi, hakkında konuştuğu evin yenilenmeye ihtiyacı olduğunu, bu amaca ulaşmak için kaynaklar bulması gerektiğini anlattı. Bu hasta görünürde evine yönelik konuşuyordu ama gizli olarak yeniden modellenmesi gerektiğini düşündüğü kendi vücudunu ve sağlığını işaret ediyordu. Gerçekte bu kız tekrarlayan indüklenmiş kusmaları yüzünden bir çok dişini kaybetmişti ve üstüne üstlük,acil tıbbi ve psikiyatrik bakım gerektiren özofajiyal kanaması, anormal karaciğer fonksiyonları ve elektrolit dengesizlikleri gibi sorunları vardı. Klinisyenin hastanın kendi vücudu hakkında kullandığı mecazların farkında olması, terapistle hastanın bilinçaltını müttefik yapar ve arzulanan değişikliğin kolaylaştırılabilmesi için hipnozu kullanmaya uygun bir ortam yaratır.
Yeni bir hasta değerlendirilirken, hastayı huzursuzluk, korku, uykusuzluk, içsel gerilim, umutsuzluk, çaresizlik, ve benzer sıkıntılı hisleri dikkate alarak dinlerim. Hipnoz kullanma fikrine, hastanın mevcut semptomlarıyla ilişkilendirerek şuna benzer sözler söyleyerek girerim: “Gevşemenizi ve sakinleşmenizi sağlayacak ve gerginliğinizi azaltacak bir yöntem öğrenmek ister misiniz?’’ Hastalar genellikle olumlu cevap verirler. Sonra kendi kafasında huzur ve sükunet imajları oluşturabilen bir yer seçmesini isteyerek huzur ve sükunet imajları ve telkinler yüklenilen bir oto hipnoz egzersizi öğreterek ilerlerim. Hastalardan bazıları bir dağ çalışması, bazıları gölde bir kara ya da park seçseler de, bir çok hasta okyanus kıyısını tercih eder.
Bir çok hasta, seçtiği yeri değiştirebildiği bu egzersize olumlu cevap verir. Tamamlandığında hastalar anksiyete ve huzursuzluk hisleri ile sükunet ve huzur hislerinin yer değiştirmesine dair bir başarı duygusuna sahip olurlar. Başarı deneyimini kolaylaştırmak amacı ile buna ego güçlendirme imaj ve telkinleri eklenir.
EGO GÜÇLENDİRME
Ego güçlendirme teknikleri pek çok hipnoterapi tekniğinin önemli bir parçasıdır. John Hartland (1965, 1971) tarafından isimlendirilen teknik, Standon tarafından (1975, 1979, 1989) geliştirildi. Bu yöntem hastanın iyileşme, güçlenme, iyilik, yetkinlik ve kontrol hissini destekleyen bir seri genel hipnotik seti izler. Aşağıda kelimesi kelimesine verilen örnek, yeme bozukluğu olan hastalarda kullanılabilir:
Kendi kendine-hipnotik trans durumunda bu sandalyede otururken iç uyum, sükunet ve huzur duygusunu deneyimlemek için kendinize izin veriyorsunuz. Böylece yaşamında daha gelişmiş, uyumlu ve sağlıklı bir yolda ilerleyebilirsin, eğer istersen sağlığını ve iyi-olma halini desteklemek üzere ne gerekiyorsa onu yapmayı kabul etmek konusunda kendine izin verebilirsin. Etkin ve sağlıklı bir insan olarak mevcut anda yaşamayı ve özgür olmayı öğreniyorsun. Her gün, her şekilde, daha iyiye ve daha iyiye doğru ilerliyorsun. Fizik olarak daha güçlü, daha uyanık, daha enerjik, daha becerikli, daha güvenilir, kendi sağduyusuna daha çok inanan ve daha zeki oluyorsun. Evet, sen yaşamını saygınlık ve onurla sürdürmeye layıksın. Evet, sen umut, huzur ve iyimserliği denemeye layıksın. Her gün, her şekilde, sinirlerin daha güçleniyor, ruhsal olarak daha dengeli ve mutlusun. Ne olduğunla ve çevrende neler olduğu ile daha ilgili oluyorsun, bunlar gerçekleşirken kafan sakin, yumuşak ve barışçıl. Düşüncelerin iyi oluşturulmuş ve net. Vücudunla tamamen bir uyum içinde içsel sakinlik duygusunu deneyimliyorsun. Vücudun aklını yanıtlarken çok daha yumuşak oluyor ve rahatlıyor. Dikkatini daha kolay topluyorsun. Kendini onaylıyorsun,kendi yetenek ve hünerlerine daha çok güvenerek, pozitif bir gelecek inancına daha büyük bir güven geliştirerek ve insan topluluğunun yararlı ve gerçek bir üyesi olarak kolaylıkla ve zarafetle olumlu bir ışık içinde görmeyi öğreniyorsun. Bunların hepsi ve hızla gerçekleşmeyebilir, gerçekleşmeleri zaman alabilir. Onlar sadece senin onlara ihtiyacınız oranında, gerçekleşmesi gerektiği hızla, gerçekleşirler. Onlar bilinç altınızın olmalarını istediği hızla sen ihtiyaç duyduğunuz anda gerçekleşebilirler. Eğer onların çok hızla gerçekleşmesini istemezsen gerçekleşmezler. Sadece senin ihtiyaç duyduğun hızda olur bu değişiklikler. Şimdi, eğer istersen bütün bu harika değişikliklerin gerçekleşmesi ile olacakları yaşamınıza kişisel olarak yansıtman bir dakikanı alabilir. Hazır olduğunda üçten bire kadar geriye doğru basitçe say. Üçte kendi aklını hazırla, ve ilerle, ve şimdi onu yap. İkide göz kapaklarının kapanması ile yukarı doğru bak ve birde göz kapaklarının açılmasına izin ver, gözlerinin odağa geri dönmesine izin ver. Senin bilinçaltın bütün bu telkinleri iyileşmeni ve düzelmen için saklamayı sürdürür. Şimdi, tümüyle uyanıksın, çevrenle emniyetli ve uyumlu ilişki kurma yeteneğine sahip olarak çevrende olanların bilincindesin.
Bu pratiği, “her gün, her şekilde daha iyi ve daha iyiye gidiyorum” şeklinde ki pozitif kendi kendine telkin ve imajinasyonun birinin aklını açarak sükunet ve gevşeme oluşturmak amacı ile yapılan kendi kendine hipnoz pratiği konusunda hasta yapılan bir diyalog izler. Hasta bu pratiği günlük bir bazda yapmayı ve sonuçlar başarılı bile olsa geribildirim yapması konusunda eğitilir.
BİLİŞSEL YENİDEN YAPILANDIRMA VE BİÇİMLENDİRME
Bilişsel yeniden yapılandırma ve biçimlendirme yöntemi, Meienbaum (1977) ve Kroger ve Fezler (1976) bilişsel- davranışsal terapistler tarafından da yapıldığı gibi Spiegels’in editörlüğünü yaptığı (1978) de yayınlanan Trans ve Tedavi adlı kitapta da ayrıntıları ile tanımlandı. Temelde hasta eski bir probleme yeni bir bakış açısı ile bakmayı düşünür. Çıkış olmadığı hissi ve bilişsel olarak kendi kuyruğunu izliyor olduğu durumda yeni yaratıcı çözümler bulmayı düşünür. Yeme bozukluğu olan hastalar, önce yeni fikir ve telkinlere yüksek oranda alıcı oldukları kendi kendine-hipnotik trans durumuna yönlendirilirler. Hipnoz altında, idiomotor işaretin yardımı ile tedavinin bu basamağında tüm olarak birleşmenin anlamı sorgulanır. İşaret sağlamak doğrudur, terapist aşağıda ki yöntemle ilerleyebilir:
Bu sandalyede aşırı alıcılığın olduğu kendi kendine-hipnotik trans durumunda otururken, bilinç altınızın sizin dostunuz olduğunu ve sizle birlikte vücudunuz ve kendiniz arasında yeni bir ilişki geliştirmek yorumunu yaptığınızı düşünün. Gerçekte bu ilişkide siz yaşamınızın geri kalanı boyunca, vücudunuza karşı koruyucu ve uyumlu olacağınıza söz veriyorsunuz. Çaresiz küçük bir yaratık olan vücudunuza yeni bir bakış açısı geliştirmeyi öğreniyorsunuz ki; o tamamı ile sizin bakımınıza muhtaç. Gerçekte sizin vücudunuz, onunla istediğiniz gibi bir yaşamı deneyimleyebileceğiniz, varoluş biçiminizi sağlayan değerli bir bitki, gibi artık vücudunuza bu bakışla yaklaşıyorsunuz. Aynı zamanda sizin için olmasa da vücudunuz için aşırı yeme ve sonra kusmanın bir zehir olduğunun da farkındasınız. (Son cümle bulimik hastalar içindi. Anoreksiya için şöyle uygulanabilir “Aslında sizin için olmasa bile kendini aç bırakmak (benlik-karın kazınması ), vücudunuz için bir zehir. Vücudunuz olmadan yaşayamayacağınızı düşünün. Vücudunuza yaşamı deneyimleyeceğiniz bu değerli bitkiye, yaşamak ve tümüyle istediğiniz gibi var olabilmek için ihtiyaç duyduğunuz bu kalıba saygılı davranacağınıza ve onu koruyacağınıza söz veriyor musunuz? (idiomotor onay işareti beklenir) Yaşamınızın geri kalanı boyunca vücudunuzu korumak ve hürmet etmek için sözleşmenizin gerçekleşmesini sağlayacak üç prensip var. Bu yeni sözleşme şu andan itibaren ve her zaman, aşırı yeme, kusma veya kendi kendini aç bırakma düşüncesi ile kilitlenecek. Bu düşüncelerin ulaştığı herhangi bir anda vücudunuzu korumak amacı ile bu sözleşme yürürlüğe girecek, bu kavramlar ile ilgili yıkıcı düşünceler zayıflatılacak ve daha önce aklınızda hiç olmamış gibi beyninizden atılacak. Şimdi, bu sözleşmeyi bilinç ve bilinç altı düzeylerinizde ve yetkin bir kişi olarak onaylıyor musunuz? (onaylayan ideomotor işaret veya sözlü yanıtı bekleyin, eğer cevap evet ise aşağıda ki yolu izleyin) Şimdi tam bir kişi olarak bilinç ve bilinç altı düzeyde sözleşmemizi onaylamak üzere beni takip edin ve söylediklerimi tekrarlayın. A- Benim için olmasa bile vücudum için aşırı yemek, kusmak ve kendini aç bırakmak zehirdir. (hasta tekrarladıktan sonra) B- Ben yaşamak için, vücuduma ihtiyaç duyuyorum. (hasta tekrarladıktan sonra) C- Tümüyle yaşamak istediğim tarzda yaşayarak varolmak için , vücuduma bu saygı ve korumayı borçluyum. (hastayı bekleyin.)
Şimdi Sözleşmeyi yeniden doğruladın,yaşamının geri kalan süresi boyunca vücudunu koruyacağına ve ona saygılı olacağına söz verdin. Ben bu kendi kendine hipnoz egzersizini her iki saatte bir yapmanı öneririm.
Gerçekte, mesleki aktivitelerinle, gelecek ile ilgili planlarınla,yeni şeyler öğrenmekle ve diğer insanlarla kurduğun ilişkilere yönelik hakimiyet hissi kazanıyor ve yaşamını kontrol altına alıyorsun.
Şimdi gelecekte kendini düzelmiş ve tamamı ile iyileşmiş olarak görüntülemen için sana bir dakika veriyorum. Sağlıklı vücuduna ve yaşamına bakarken başarı ve neşe hissi duyuyorsun. Düzenli olarak sizi rahatlık ve emniyet duygularına ileten kendi kendine hipnotik egzersizlerinizi yapmayı sürdürüyorsunuz.
Bu hipnoz seansını hastanın “Mor fil hakkında düşünmeme ” prensibini kullanarak kendini avlamaktan korunmayı öğrendiği bir tartışma izler. Hastadan “mor fil hakkında düşünmemesi” söylendiği bir egzersizle meşgul olması istenir. Bir çok hasta güler ve anında hoş, büyük ve mor bir fil resimlediklerini söyler. Sonra hastaya anlatılır ki:
Siz özgür insanların negatif söylemlerden hoşlanmadığını anladınız. Sizin bilinç altınız olumsuz anlatımı algılamadı, sadece “mor fil hakkında düşün’’ cümlesini duydu ve sonra buna uygun olarak davrandı. Aynı şey kendinize “aşırı miktarda yeme’’ veya ‘’kusma’’ dediğinizde de olur. Gerçekte kendinize “aşırı ye’’ veya ‘’kus’’ demiş olursunuz, ve böylece sakındığınız şeye yakalanmış olursunuz. Bu yeni yaklaşımda, aşırı yeme, kusma veya kendini aç bırakma düşünceleri ile ilgili olan her hangi bir anda, bu, kendi kendine-hipnoz durumuna yönlendiren bir uyarı olup, sizin sözleşmenizi ve ömrünüzün geri kalanında vücudunuzu korumanız ve ona saygı duymanız konusunda verdiğiniz sözü yeniden onaylamanızı sağlar, böylece şimdi, vücudunuzu korumanız ve ona saygı duymanız konusunda verdiğiniz söze ve sağlıklı ve düzelmiş bir birey olarak kendini yaşayacağın kendi gelecek gerçeğine odaklanıyorsunuz.
Anoreksiya nevrozlu hastalarda, Bilişsel yeniden biçimlendirmenin ilave bir yolu da ağırlık kazanmak yerine güç kazanmaktan bahsedilen bir kurgulamadır. Hastaya her bir güç biriminin vücut ağırlığının bir kilosuna eşit olduğu öğretilir. Aşırı zayıflamış anoreksiya nevrozlu birçok hasta fiziksel zayıflık ve yorgunluk hissi için tedavi aldığından, bu mevcut semptomlar hipnoz altında sorgulanarak, güçlerini tekrar kazanmak istekleri iyice belirlenir. Bir çok hasta böyle bir öneriye pozitif cevap verir. Metot hastanın olduğu yerde görüşme prensibini kullanır. Hasta seviyesinde hasta görüşmesi, hastanın en az direnç göstererek kabul edeceği tedavi planını hazırlamak anlamına gelir. Düşük vücut ağırlığı, fiziksel zayıflık ve yorgunluktan muzdarip anoreksiya nevrozlu hasta, gücünü yeniden kazanabilmek için sağlığa yararlı öğünlerle sağlıklı beslenerek vücudunu desteklemeye odaklanan aktiviteler konusunda iletişime daha açık ve daha kolay yönlendirilebilir.
Bu metotta hasta, kendi kendine-hipnotik trans rahatlama durumuna ulaştırıcı ve hastanın seçtiği doğal bir manzara da sükunet indüklenir. Bunu seçenek serbestliği, kontrol, kendine hakimiyet, gelişme, bütünleşme, farklılaşma, olgunlaşma gibi değişikliklerle bağlantı kurulan değişik doğal imajların kullanılması izler (Baker, Nash 1987) . Ben kozadan iyi farklılaşmış bir kelebek olarak çıkan tırtıl mecazı gibi doğal transformasyon imajı kullanmayı seviyorum.
Tırtıl aseksüel, gelişmemiş, hareket özgürlüğü kısıtlı –uçamayan- , besin ve diğer kaynaklar açısından sınırlı seçeneklere sahip bir canlı iken; kelebek, seksüel olarak farklılaşmış, bir çiçekten diğerine özgürce uçabilen ve kendi eşini seçebilen muhteşem bir varlıktır. Bu, cinsel kimlik çatışmaları ile boğuşan gelişmemiş ergen hasta için özel bir anlam taşır.
Bir başka faydalı metafor, kırmızı balon tekniğidir (Walch, 1976). 1987’de Hammond tarafından adaptasyonu sağlanan bu yöntem, hastaların işlev göremeyen suçluluk duygularını azaltma konusunda yardımcı olabilir. Ben kontrol ve hakimiyet hislerinin kazanılmasını sağlamak amacı ile kullanırım. Hastanın kendisini bir araba kullanırken hayal etmesini isterim. İhtiyacını baz alarak seyahat planı hazırlamasını ve bu plan doğrultusunda direksiyonu her iki eli ile tutup ne zaman isterse istediği yöne doğru çevirmesini söylerim. Sağa veya sola, ileri veya geri hareketi, seyahat hızında ki değişiklikleri frenleri ve diğer kontrol aletlerinin hakimiyetinin sadece ona ait olduğunu belirtirim. Kendi bu pozisyonda görüntülemesini isterim. Bütün bunlar kendine hakim olma ve memnuniyet duyguları çağrıştıran önerilerdir.
Bir diğer metafor çalışması; hastanın vücudunun benzeri olarak , odasını alıp, odanın yeniden şekillendirme ve dekore edilmesidir. Bu çalışmada önce, eski yararsızlık duygusu hissettiren oda hayal edilir, sonra hastanın ihtiyacına göre hayali olarak oda yeniden dekore edilir. Hastanın seçtiği renkler, materyaller, mobilya, yer döşemesi, resimler vurgulanır.
Bir başka etkili imaj çalışması, lokal bir belediye hayvan barınağından alınan hasta bir kedi ya da köpekçik edinilmesini konu alır. Hastadan bu hayvancığa tümüyle kendi yorum ve kararları ile, sağlıklı bir bakım yaptığının hayal edilmesi istenir. Doğal olarak hasta iyi bir bakımla hayvanı fiziksel sağlığına geri kavuşma ve iyileşme sözü verdiği sağlıksız vücudunun metaforudur.
GEÇMİŞTEN GELECEĞE TEKNİĞİ
Bu metot hipnotik yaş ilerletme tekniği Yapka(1984-1986), Erikson(1985), Fhrederick ve Philips(1992) ve Torem’in de (1992) tarif edildiği gibi kullanılır. Burada sağlıklı yaşama durumu ve vücut imajı kadar kişisel amaçlarında dikkate alındığı ideal bir duruma ulaşılan, onun her yönden düzeldiği arzuladığı bir gelecek imajı hakkında tartışmak doğru olur. Özellikle bir dizi değişme işleminin içinde “ben nasıl olmalıyım” sorusu ile mücadele eden ergen hastalarda önemlidir.
Hasta kendi kendine-hipnotik trans durumuna ilerletildikten sonra telkinler aşağıda belirtilen örnekte ki gibi yapılandırılırlar:
İyileşme ve düzelme sözü veren herkesin bir gelecek imajı vardır. Eğer istersen zaman makinasında geleceğe doğru çok özel bir yolculuğa çıkabilirsin. Hazır ol, senin çok özel yolculuğunu yapmak üzere zaman makinasına gir ve 17 yaşına ilerle…-hastanın 16 yaşında olduğu varsayılıyor.- Şimdi 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, ilerle… ve şimdi 25 yaşındasın. Bu yaşında okulun bitti ve kendi seçtiğin iyi gelir getiren bir işte çalışıyorsun. Kendi dairende bağımsız olmaktan hoşlanarak yaşıyorsun. Bir mağazada yeni giysiler denediğini görmeyi isteyebilirsin, kozmetik satış danışmanının önünde oturacak bir yer bulup, rujlar ve diğer makyaj malzemelerinin cildinizin rengine uygun olup olmadığını kontrol edebilirsin. Şimdi senin içindeki genç kadının mevcudiyetini hissedip,dişiliğini açmasına ve kendini ve yüzünü ve vücudunun kalanından çok hoşnut olarak aynaya bakıyorsun. Böyle güvenle ilerlerken, deneyimine seni gelecekte eleştirmeden kabul eden, saygı ve hürmetle seven bir genç adamla devam edebilirsin. Eğer istersen özel bir neşeye sahip olduğunu, çok sevdiğin aranızda özel bir tamamlayıcılık ve kimyaya sahip olduğun bilinç altının doğruladığı, sağlıklı çekiciliğinle büyülediğin genç adamla özel bir tarihe ilerleyebilirsiniz. Meslekte başarılı olduğun , kendini gerçekleştirdiğini düşündüğün işini yapmaya devam ediyorsun. Her gün işe, günün ilerisine bakmanın özel neşesi ile gidiyorsun. Varlığını kendine uygun olarak hissettiren, duygularını uygun bir dille açıklayan, kendi görüşünü net olarak ifade edebilen, aynı zamanda da esnek olabilen insanların görüşlerini anlayıp adapte olabilen birisin. Şimdi deneyimlediğini sağduyu, neşe, zeka ve özel derin bir bilgelikle dolu olarak zaman marinasına dönüyor ve 1998 yani 16 yaşına geri geliyorsun. 25 yaşınızda zaten deneyimlediğin tüm bu güven, bütünlük kendini gerçekleştirme, olgunluk hisleri ile şu ana dönüyorsun. Döndüğün bu 16 yaş ve 1998 yılında şu anda, sana rehberlik etmede ve senin iyileşme ve düzelme yolculuğunda bilinç altının deneyimlediği bu neşe ve sağduyu hislerini kullanmasına izin veriyorsun! Seninle burada deneyimlediğimiz herhangi bir şeyi hatırlamayabilirsin. Gerçekte sen hiç bir şey hatırlamasan bile, bilinç altın saatin her dakikası, günün her saati, haftanın her günü, ayın her haftası, yılın her ayı, 25 yaşınızı geçtikten sonrada kalan ömrünüzün her yılı görevini yapmayı sürdürecek. Bununla beraber, eğer hatırlamak istersen, ihtiyaç duyduğun şeyi hatırlayabilirsin. Bu iyileşme ve düzelme seyahatin boyunca rehberin olacak ve sağaltımını sürdürmek için ihtiyaç duyduğun şeyi hatırlayacaksın.
Bu nokta da hasta uyanık bilince döndürülür. Hastanın gelecek odaklı hipnotik trans egzersizinden hatırladıkları üzerine tartışılır. Gelecekten geriye diye adlandırılan değişimde hasta başardığı deneyimlerin hepsini geri getirir ve geleceğe yaptığı seyahatin tüm detaylarını günlüğüne yazar.
Bir sonraki oturumda hastanın ödevini bana okumasını isterim. Hastanın geleceğe yaptığı yolculuğu aktarırken hangi zamanı kullandığını dikkatle dinlerim. Hasta yolculuğunu anlatırken geçmiş zamanı kullanıyor ise bu genellikle tekniğe iyi cevap verdiğine işaret eder. Ben bunu hastalığın olumlu seyrinin indikatörü olarak kullanırım. Çoğu zaman, hastanın tedavisinde dönme noktasında olduğumuzu kanıtlar.
METAFORİK TALİMATLAR
Tam bir tedavi planının parçası olarak, düzelmiş tedavi sonuçları için,hipnotik telkinlerle güçlendirilmiş net ödevler verilir. Gerçekleştirmeleri istenen bu ödevler, mecazi ve somut olarak başarı hissini denetecek ve bir o kadar da yeni görüş ve seçenekler ile tanıştıracak ve hakimiyet duygusu kazandıracak şekilde planlanır. Bu tip metafor ödevlerden bazıları aşağıda belirtilmiştir:
1. Harita üzerinde A noktasında B noktasına bir seyahat planla. Arabanı A’ dan B’ ye güven ve emniyetle sür. 2 farklı yol seç : bir tanesi ekspres, bir tanesi kır yolu olsun.
2. Odanı yeniden dekore et veya evini yeniden modelle.
3. Yatağının yastık ve çarşaflarını değiştir.
4. Kendine yeni bir elbise al ve giy.
5. Yeni bir gözlük veya lens al.
6. Kendine bir evcil hayvan al.
7. Bir yap-boz yap.(ve tüm bir insan resmi)
8. Sebze bahçesi yap veya bir domates bitkisi büyüt. Onun büyümesinden sorumlu ol. Hazır olduğunda topla.
9. Bir insan yavrusunu besle ve sana sarılmasına izin ver.
YAŞ GERİLETME, TEPKİ YENİLENMESİ VE BOŞALMA
Bu özgün teknik, yeme bozukluğunun geçirilmiş travma ile bir ilişkisi olduğu durumlara özeldir. Yeme bozukluğunun altında geçmişte yaşanılmış travmanın etkisi olduğu düşünülen hastalarda yararlı bulundu. Bu teknikte, hipnozdan tanısal bir araç olarak faydalanılır (Watkins& Channon, 1978, 1981). Bir kez tanındıktan sonra hasta yaş gerileme tekniği kullanılarak yeme bozukluğu ile bağlantılı olan orijinal travma anına geri götürülür. Bir çok hastanın bazı tedbirler üretebilen duygusal boşalma yaşama ve olaya tutundurduğu duygulara tümü ile yeni tepkiler geliştirme şansı vardır. Tümü ile bir kür olmasa da, anlamlı bir düzelme zamanla görülür. Travma sonrası stres bozukluğunun bir görüntüsü olarak da yeme bozukluğu semptomları izlenebilir (Torem & Curdue 1988). Bu özgün tekniğe işlerlik kazandırabilmek için, geçmiş etkilerinin gitmesine izin veren, travmatik anılardan bağımsız kılmayı sağlayan,düzeltici, iyileştirici, kişilik gelişimine yardımcı hipnotik telkinlerin kullanıldığı, diğer metotlar ve bilişsel yeniden yapılandırma yöntemler de tedaviye eklenmeli ( Watkins-1980) .
Ego durum terapisi, hipnoz kaynaklarında sık olarak odak noktası haline gelir. Watkins tarafından tanımlanan yöntem, bireyin içinde bir aile oluşturan ego durumları arasında ki çatışmaların çözümü için aile ve grup terapi tekniklerini kullanır. Bu metotta çatışmaların çözümlenmesi hedeflenir. Biyo-geribildirim, ve gevşeme teknikleri dahil olmak üzere, varoluşçu, destekleyici, psikanalitik, davranışçı, yönlendirici herhangi bir terapi tekniği uygulanabilir. Bu metot bir durum çatışmasında bozulmuş ego fazlarının bireysel davranışa neden olduğu inancı ile ilgilidir.
Helen ve John Watkinse göre, Ego durum terapileri ile ilgili deneyimler, değişik ego durumları ile çalışmak , anları aktive etmek ve iletişim kurmak, hastanın bölünme eğilimini azaltır. Bölünmeyi kullanan ve kayıp zaman, ruh hali sallantıda ve şaşkınlı durumlarını yaşayan hasta durumuna karşı bir farkındalık geliştirir. Bundan sonra şaşkınlık , kendine hakimiyet duygusu, yeni umut, anlama ve netlikle yer değiştirir. Ego durum terapisinde amaç, tüm ego durumlarının birleşik bir tek ego durumu halini almasında ziyade, ego durum sınırlarında artmış bir geçirgenlik, ve değişik ego durumları arasında daha iyi bir iş birliği ile oluşturulmuş iç uyum ve anlaşmadır. Bazı ego durumlarının adaptasyon yeteneği bozulmuş olabilir. Bununla beraber strateji, hastalıklı davranıştan sorumlu olsa bile her hangi bir ego durumunu elemek değildir. Bunun yerine prensip, hastalıklı davranışı değiştirmek ve egoya davranışlarında daha uyumlu olabilmesi için yardım etmektir. Önceki yayınlarda (Torem, 1987,1989) bu metodun yeme bozukluğu olan hastalarda kullanımı geniş detaylarla tarif edilmiştir. Bu metot, özellikle durum çatışması yaşayan ve çözülmüş ego durumları ile ilgili yeme bozukluğu olan hastalarda etkindir. Aynı zamanda çoğul kişilik bozukluğu olan hastalarda da kullanışlıdır (Torem 1990-1993) .
Her hangi bir tedavi modelinin etkinliği sonuçlar temel alınarak test edilir ve tedavinin sonucu hastalığın doğal öyküsü ile karşılaştırılır. Yeme bozukluğunun doğal öyküsünü dikkate alan yetersiz veri vardır. Üç yeme bozukluğunun herhangi birine sahip hastalarda herhangi bir tedavi kullanılmadığında, bunun onların sonu olduğu bu bölümün başında hatırlatılır. Bu değişik tedavi modellerinin karşılaştırma ihtiyacını doğurur, ve yeme bozukluğunun doğal öyküsü ile karşılaştırıldığında tedavi yöntemleri daha iyi sonuçlar ürettiğinde tedavi modeli etkin olarak düşünülür. Özel bir tedavi yönteminin etkinliğini ölçmek için aşağıda ki kriterleri kullanırım:
1. Semptomlarda düzelme:Zihinsel durum muayenesi, yeme bozukluğu kayıtları, anksiyetesi olanlar için Zunk skalası gibi testlerle ölçülebilen ve yaşantısını zora sokan semptomlarla gelen hastanın tedavi sırasında zamanla semptomlarını yoğunluğunda, sıklığında bir azalma, günlük yaşam aktivitesinde , uygun fonksiyon görebilme yeteneğinde artma izlenmeli.
2. Davranış Değişikliği: Sağlıklı form tutma, kişiler arası ilişkilerini düzenleyebilme, sosyal yeteneklerde artma, mesleki başarı (yetişkinler için kazançlı bir iş, ergenler için akademik performansta düzelme) beklerim.
3. Öz- saygı da düzelme: Tematik algı testi , psikiyatrik görüşme ve cümle tamamlama testlerine yansıyan pozitif kendi imaj tutarlılığı, ve hastanı duyu değişikliğini anlamayı beklerim.
4. Vücut İmajı: Bozulmuş vücut imajı, hastanın kendi vücudunu algılaması, gerçekçi bir değerlendirmeye dönmeli. Bu zihinsel durum muayenesi kadar kişi çizme testi ve yeme bozukluğu olan hasta muayenesi (EDI) ile de anlaşılır.
İdiomotor işaretleme gibi bazı hipnoanalitik açıklayıcı tekniklerin yardımı ile de bu değerlendirmeler yapılabilir.Bu değerlendirmelerin hepsi hastayı tedavi öncesinde bile tedavi sırasında izleyen ve tamamlandığında tedaviden sonra da gören aile bireylerinden toplanacak bilgilerle de desteklenebilir. Bu hasta da ki değişimin nasıl olduğunu değerlendirmemizde yardımcı olacaktır.
Baker, E. L. & Nash, M. R. (1987). Applications of hypnosis in the treatment of anorexianervosa. Am. J. Clin. Hypn., 29, 185-193. Barnett, E. (1981). Analytical Hypnotherapy; Principles and Practice. Kingston, Ontario:Junica. Beahrs, J. (1982). Unity and Multiplicity: Multilevel Consciousness of Self in Hypnosis,Psychiatric Disorders and Mental Health. New York: Brimner/Mazel. Bernstein, E. M. & Putnam, F. W. (1986). Development, reliability and validity of adissociation scale. J, Nerv. Ment. Dis., 174, 727-735. Bernstein-Carlson, E., Putnam, F. W., Ross, C. A., Torem, M., Coons, P., Dill, D. L.,Loewenstein, R. J. & Braun, B. G. (1993). Validity of the Dissociative Experiences Scalein screening for multiple personality disorder: A multicenter study. Am. J. Psychiat., 150,1030-1036.Brown, D. P. & Fromm, E. (1986). Hypnotherapy and Hypnoanalysis. NJ: Lawrence,Erlbaum. Hillsdale. Bruch, H. (1973). Eating Disorders: Obesity, Anorexia Nervosa and the Person Within. NewYork: Basic Books.Bruch, H. (S974). Eating disturbances in adolescence. In S. Arieti (Ed.), American Handbook of’Psychiatry (pp. 275-286). New York: Basic Books. Bruch, H. (1978), The Golden Cage: The Anima Of Anorexia Nervosa. Cambridge, MA:Harvard University Press. Chandarana, P. & Malla, A. (1989). Bulimia and dissociative states: a case report. Can. J.Psychiat., 34, 137-139. Channon, L. D. (1981). Modification of the affect-bridge technique in weight control. Aust.J. Clin. Exp. Hypn.,9(\), 42-43.Cheek, D. P. & Le Cron, L. M. (1968). Clinical Hypnotherapy. New York: Grune & Straiten. Council, J. R. (1986): Exploring the interface of personality and health: Anorexia nervosa,bulimia and hypnotic susceptibility. Behav. Meet. Abstracts, 7, 165-168. Damlouji, N. F. & Ferguson, J. M. (1985). Three cases of post-traumatic anorexia nervosa.Am. J. Psychiat., 142, 362-363. Doyle, M. M. (1996). Practical management of eating disorders. Proc. Nutr. Soc., 54,711-719. Edelstcin, M. G. (1982). Ego-state therapy in the management of resistance. Am. J. Clin.Rypn., 25, 15-20. Erickson, M. (1985). The case of Barbie: An Ericksonian approach to the treatment ofanorexia nervosa. Transact. Anal. J., 15, 85-92 (originally published in J. K. Zeig (Ed.),1980. A Teaching Seminar with Milton H. Erickson. New York: Brunncr/Mazcl. Evans, J. (1982). Adolescent and Pre-adolescent Psychiatry. New York: Academic Press. Frederick, C. & Phillips, M. (1992). The use of hypnotic age progressions as interventionswith acute psychosomatic conditions. Am. J. Clin. l-fypn., 35, 89-98. Garner, D. M., Olmsted, M. P. & Plivy, J. (1983). Eating Disorder Inventory (EDI). Odessa,FL: Psychological Assessment Resources. Goodwin, J. (1988). Eating disorders as a response to multimodel child abuse. Paperpresented at the Fifth International Conference on Multiple Personality and DissociativeStates. Chicago, Illinois. Goodwin, J. M. & Attias, R. (1993). Eating disorders in survivors of multimodal childhoodabuse. In R. P. Kluft & C. G. Fine (Eds), Clinical Perspectives on Multiple PersonalityDisorder (pp. 327-341). Odessa, FL: American Psychiatric Press. Griffith, R. A. (1989). Hypnobehavioral treatment for bulimia nervosa: Preliminary findings.Aust. J. Clin. Exp. Hypn., 17,79-87. Gross, M. (1984). Hypnosis in the therapy of anorexia nervosa. Am. J. Clin. Hypn., 26,175-181. Gutwill, S. (1994). Eating problems in patients with multiple personality disorder. InC. Bloom, A. Giltcr, S. Gutwill, L. Kogel & L. Zaphiroponlos (Eds), Eating Problems(pp. 227-272). New York: Basic Books.Haller, E. (1992). Eating disorders: A review and update. West. J. Met/., 157, 658-662. Hammond, C. (1987). ‘The Red Balloon Technique.’ In the Newsletter of the AmericanSociety of Clinical Hypnosis, XXVIH(2):3, From the Editor’s Notebook, October. Hartland, J. (1965). The value of ego-strengthening procedures prior to direct symptomremoval under hypnosis. Am, J. Clin. Hypn., 8, 89-93. Hartland, J. (1971). Further observations on the use of ego-strengthening techniques. Am. J.Clin. Hypn., 14, 1-8. Janet, P. (1919). Les medications psychologiques. Paris: Felix Alcan (English edition:Psychological Healing, Vol. 2. New York, Macmillan, 1925).Janet, P. (1907). The Major Symptoms of Hysteria. London: Macmillan. Second edition,1920: (facsimile of this edition published New York, Hafncr, 1965). Kluft, R, P. (1991). Clinical presentations of Multiple Personality Disorder. Psychiat. ClinicsN. America, 14(3), 605-630.Kroger, W. & Fczler, W. (1976). Hypnosis and Behavior Modification: Imagery Conditioning. Philadelphia, PA: J. B. Lippincott. McFarlane, A. C, McFarlane, C. M. & Gilchrist, P. N. N. (1988). Post-traumatic bulimia andanorexia nervosa. Int. Eat. Disord., 7, 705-708.Mcichcnbaum, D. (1977). Cognitive-Behavior Modification. New York: Plenum Press. Minuchin, S., Rosman, B. & Baker, L. (1978). Psychosomatic Families: Anorexia Nervosain Context. Cambridge, MA: Harvard University Press. Newey, A. B. (1986). Ego-state therapy with depression. In B. Zilbergcld, M. G. Edelstcin &D. L. Araoz (Eds), Hypnosis: Questions and Answers (pp. 197-203). New York: Norton. Pcttinati, H. M., Home, R. J. & Staats, J. M. (1982). Hypnotisability of anorexia and bulimiapatients (abstract). Int. J. Clin. Exp. Hypn., 30, 332. Pettinati, H. M., Home, R. J. & Staats, J. M. (1985). Hypnotisability in patients with anorexianervosa and bulimia. Arch. Gen. Psychiat.,42, 1014-1016. Pcttinati, H. M., Kogan, L. G., Margolis, C. et al. (1989). Hypnosis, hypnotisability, and thebulimic patient. In L. M. Hornyak & E. N. Baker (Eds), Experiential Therapies for EatingDisorders. New York: Guiiford Press. Putnam, F. W., Bernstein-Carlson, E., Ross, C. A., Anderson, G., Clark, P., Torcm, M. S.ct al. (1996). Patterns of dissociation in clinical and nonclinical samples. J. Nerv. Ment.Dis., 184 (11), 673-679.Ross, C. A. (1989). Multiple Personality Disorder. New York: Wiley. Sanders, S. (1986). The perceptual alteration scale: A scale measuring dissociation. Am. J.Clin. Hypn., 29, 95-102. Schwartz, R. C., Barrett, M. J. & Saba, G. (1985). Family therapy in bulimia. In D. M.Garner & P. E. Garfmkcl, P. E. (Eds), Handbook of Psychotherapy for Anorexia Nervosaand Bulimia. New York: Guiiford Press. Spiegel, H. & Bricigcr, A. A. (1970). Manual for the Hypnotic Induction Profile. New York:Soni Medica. Spiegel, H. & Spiegel, D. (1978). Trance and Treatment: Clinical Uses of Hypnosis. NewYork: Basic Books. Sranton, H. (1975). Ego-enhancement through positive suggestion. Aust. J. Clin. Exp. Hypn.,3,32-35. Stanton, H. (1979). Increasing internal control through hypnotic ego-enhancement. Aust. J.Clin. Exp. Hypn., 1, 219-223. Stanton, H. (1989). Ego-enhancement: A five-step approach. Am. J. Clin. Hypn., 31,192-198. Torem, M. S. (1984). Anorexia nervosa and multiple dissociated ego states. Presented at the1st International Conference on Multiple Personality and Dissociate States. ChicagoIllinois, Sept. Torcm, M. S. (1986a). Dissociative states presenting as an eating disorder. Am. J. Clin.Hypn.,29, 137-142. Torem, M. S. (1986b). Psycho-dynamic ego-state therapy for eating disorders. New Dis.Ment. Health Serv., Fall (31), 99-107.Torem, M. S. (1987). Ego-state therapy for eating disorders. Am. J. Clin. Hypn., 30, 94-103. Torem, M. S. & Curdue, K. (1988). PTSD presenting as an eating disorder. Stress Med., 4,139-142. Torem, M. S. (1989a). Ego-state hypnotherapy for dissociative eating disorders. Hypnos, 16,52-63.Torem, M. S. (1989b). Eating disorders in MPD patients. Paper presented at the annualmeeting of the American Society of Clinical Hypnosis. Nashville, Tennessee, USA. Torcm, M. S. (1990). Covert multiple personality underlying eating disorders. Am. J.Psychother.,44,357-368. Torem, M. S. (1991). Eating disorders. In W. C. Wester & D. J. O’Grady (Eds), ClinicalHypnosis with Children (pp. 230-257). New York: Brunncr/Mazcl.Torcm, M. S. (1992). Therapeutic imagery enhanced by hypnosis. Psychiat. Med., 10, 1-12. Torcm, M. S. (1993). Eating disorders in patients with multiple personality disorder. InR. P. Kluft & C. G. Fine (Eds), Clinical Perspectives on Multiple Personality Disorder(pp. 343-353). Washington DC: American Psychiatric Press. Torem, M. S. (1993). Therapeutic writing as a form of ego-state therapy. Am. J. Clin. Hypn.,35, 267-276. Torem, M. S., Egtvedt, B. D. & Curdue K. I, (1995). The Eye Roll Sign and the PASDissociation Scale. Am. J. Clin. Hypn., 38, 122-125. Vandcrlindcn, J. & Vandcrcycken, W. (1988). The use of hypnotherapy in the treatment ofeating disorders. Int. Eat. Dis., 7, 673-679. Vanderlindcn, J. & Vandcreycken, W. (1990). The use of hypnosis in the treatment of bulimianervosa. Int. J. Clin. Exp. Hypn., 38, 101 -111. Vanderlindcn, J., Norre, J. & Vandereyckcn, W. (1992). A Practical Guide to the Treatmentof Bulimia Nervosa (pp. 113-135). New York: Brunner/Mazel. Walch, S, L. (1976), The Red Balloon Technique of Hypnotherapy: A clinical note. Int. J.Clin. Exp. Hypn., 24, 10-12. Walsh, B. T. (1997). Eating disorders. In A, Tasman, J. Kay & J. Liebcrman (Eds), Psychiatry(pp. 1202-1216). Philadelphia, PA: W. B. Saunders. Watkins, H. H. (1978). Ego-state therapy. In J. G. Watkins (Ed.) The Therapeutic Self(pp. 360-398). New York: Human Sciences Press.Watkins, H. H. (1980). The silent abreaction. Int. J. Clin. Exp. Hypn., 28, 101-113. Watkins, H. H. (1984). Ego-state therapy. In R. J. Corsini (Ed.), Encyclopedia of Psychology,Vol. 1, (pp. 420-421). New York: Wiley, Watkins, J. G. & Watkins, H. H. (1981). Ego-state therapy. In R. J. Corsini (Ed.), Handbookof’Innovative Psychotherapies (pp. 252-270). New York: Wiley. Watkins, J. G. & Watkins, H. H. (1981). Ego-state therapy. In L. E. Abt & I. R. Stuart (Eds),The Newer Therapies: A Sourcebook (pp. 136-155). New York: VanNostrand Rcinhold. Yager, J. (1994). Eating disorders. In Alan Stoudemire (Ed.), Clinical Psychiatry for MedicalStudents (pp. 355-371). Philadelphia, PA: JB Lippincott. Yapko, M. D. (1984). Trancework: An Introduction to Clinical Hypnosis. New York:Irvington Press. Yapko, M. D. (1986). Hypnotic and strategic interventions in the treatment of anorexianervosa. Am. J. Clin. Hypn., 28, 224-232.Zung, W. W. K. (1965). A self-rating depression scale. Arch. Gen. Psychiat., 12, 63-70. Zung, W. W. K. (1971). A rating instrument for anxiety disorders. Psychosom., 12, 371-379.reporting of the personal past. In L. J. Dickstein, M. B. Riba & J. M. Oldham (Eds),American Psychiatric Press Review of Psychiatry, Vol. 16 (pp. 83-108). Chicago, IL:American Psychiatric Press.Rossi, E. L. (1986). The Psychobiology of Mind Body Healing: New Concepts, of Therapeutic Hypnosis. New York: Norton. Rubin, M. (1972). Verbally suggested responses as reciprocal inhibition for anxiety. J. Behav.Ther. Exp. Psychiat., 3, 273. Sheehan, P. W. (1979). Hypnosis and processes of imagination. In E. Fromm & R. E. Shor(Eds), Hypnosis; Developments in Research and New Perspective, 2nd edn. New York:Aldine. Shor, R. E. (1969). Hypnosis and the concept of the generalized reality-orientation. In C. T.Tart (Ed.), Altered States of Consciousness. New York: Wiley. Spiegel, D. (1994). In J. A. Talbot, R. E. Hales & S. C. Yudofsky (Eds), Hypnosis. AmericanPsychiatric Press Textbook of Psychiatry, 2nd edn (pp. 1115-1142). Washington, DC:American Psychiatric Press. Sulloway, F. I. (1979). Freud, Biologist of the Mind: Beyond the Psychoanalytic Legend.London: Burnett Books. Vanderlinden, J., Norre, I & Vandereycken, W. (1992). A Practical Guide to the Treatmentof Bulimia Nervosa. New York: Brunner/Mazel. Weitzenhoffer, A. M. (1978). Hypnotism and altered states of consciousness. In A. Sugarman& R. E. Tarter (Eds), Expanding Dimensions of Consciousness. New York: Springer. Wolpe, I. (1958). Psychotherapy by Reciprocal Inhibition. Stanford, CA: Stanford UniversityPress. Wolpe, J. (1973). The Practice of Behaviour Therapy, 2nd edn. New York: Pergamon